MÄ°HRÄ°MAH SULTAN Ä°MARETÄ°
Üsküdar İskele Meydanı civarında, Paşalimanı Caddesi ile Kurşunlu Medrese Sokağı'nın birleştiği yerde ve sokağın sağ köşesinde idi.
MÄ°HRÄ°MAH SULTAN Ä°MARETÄ°
Üsküdar Ä°skele Meydanı civarında, PaÅŸalimanı Caddesi ile KurÅŸunlu Medrese Sokağı'nın birleÅŸtiÄŸi yerde ve sokağın saÄŸ köÅŸesinde idi. Bugün yerinde küçük bir park ve yan tarafında ise umumi helâ vardır. Eskiden hemen yanında ve iskele meydanı tarafında büyük Mihrimah Sultan Kervansarayı bulunuyordu. 1930 tarihlerinde mevcut olan imaretin plânı, Pervitij'in paftalarında mevcuttur. Buna göre, yapıya helâ tarafındaki bir kapıdan girilmektedir. Kapının önünde ve imaretin yan tarafını da içine alan, duvarı yıkılmış bir avlu vardı. Kapının saÄŸ tarafında bir çeÅŸme bulunuyordu. Kapıdan evvela büyük kubbeli yemekhane mahalline giriliyordu. Bunun saÄŸ tarafında iki kısımdan oluÅŸan mutfak ve fodla fırınının bulunduÄŸu kısımlar vardı. Bunlar, üzerinde çatı feneri bulunan iki küçük kubbe ile örtülmüÅŸtü. Burada bulunan bir kapı vasıtasıyla avluya çıkılıyordu. Ä°maretin arkasında ve cadde üzerinde üç gözden oluÅŸan zahîre anbarları vardı. Ä°maret, Mimar Sinan yapısı olup 1547'de Mihrimah Sultan tarafından Ä°skele Camii ile beraber yaptırılmıştır. Mihrimah Sultan, babasının kendisine temlik ettiÄŸi Rumeli'deki bazı köyleri bu imarete vakfetmiÅŸtir
. Evliya Çelebi bu imaretten ÅŸöyle bahseder: "Mihrimah Sultan imareti, ay ve sene, sabah ve akÅŸam, gelene ve gidene, saraylarda oturanlara hergün iki defa birer bakır tepsi ile herkese birer tas buÄŸday çorbası, birer ekmek ve her gece birer mum ve her at başına bir yem sadakası vardır. Üç günden fazla misafir kalana vermezler. Vakf edenin ÅŸartı böyledir."Mihrimah Sultan Ä°maretinden, medrese öÄŸrencileri, cami ve hayrat bakıcıları, o bölgenin fakir halkı ve gelen giden yolcular hiç bir ücret ödemeden yemek yerlerdi. Ä°maret sabahları, sabah namazı vakti açılır, sabah derslerinden evvel fodlalar verilerek, öÄŸrenciye buÄŸday ve arpa unundan veya kırmasından yapılan çorba dağıtılırdı. Dersten çıktıktan sonra yaÄŸlı pirinç çorbası verilir ve buna bazen nohut da konulurdu.
Bu çorbayı isteyenler imarette içebildiÄŸi gibi güÄŸümlerle de medreseye götürebilirlerdi. PerÅŸembe günleri de zerde, pilâv yapılır ve bolca verilirdi. Fukaraların en ziyade toplandıkları imaretler, Valide-i Atik ve Mihrimah Sultan imaretleri idi.
YORUMLAR