MÃœHENDÄ°SHANE-Ä° BERRÃŽ-Ä° HÃœMAYUN



Kumbarahane ve Mühendishane adıyla 1147 (1734) tarihinde ve Sultan I. Mahmut zamanında Toptaşı Bimarhanesinde açılmıştır. Bir müddet sonra kapanan bu okul 1173 (1799)'da Sadrazam Koca Ragıp Paşa tarafından Sütlüce civarında tekrar açılmıştır


MÃœHENDÄ°SHANE-Ä° BERRÃŽ-Ä° HÃœMAYUN

Kumbarahane ve Mühendishane adıyla 1147 (1734) tarihinde ve Sultan I. Mahmut zamanında Toptaşı Bimarhanesinde açılmıştır. Bir müddet sonra kapanan bu okul 1173 (1799)'da Sadrazam Koca Ragıp PaÅŸa tarafından Sütlüce civarında tekrar açılmıştır

. Kumbaracı Ahmet PaÅŸa tarafından ilk önce Ayazma Camii civarındaki ünlü Ayazma Sarayı'nın bir bölümünde kurulan okulda Topçu Subayları'na modern bir ÅŸekilde matematik dersleri verilmiÅŸti. Bu okul, sonradan tesis olunan Topçu Okulu'nun nüvesi olmuÅŸtu. Merhum Osman Ergin Bey, Türkiye Maarif Tarihi isimli kıymetli eserinde; "Yeniçerilere nisbetle daha maharetli görülen Hasekilerle BoÄŸaziçi Bostancı efradından münasipleri seçilerek bu mektebe talebe yazdırıldı" demektedir. Osmanlı Türklerinde Ä°lim adlı eserinde Adnan Adıvar Bey ÅŸunları yazmaktadır: "Yeniden kurulan ulûfeci kumbaracılara mahsus 'Kumbaracı Kışlası' Ahmet Bonneval PaÅŸa'nın ölümünden sonra, bir müddet de evlâtlığı Süleyman AÄŸa tarafından idare edilmiÅŸti.

Üsküdar'da, Toptaşı'nda eski tımarhanedeki bu matematik ve geometri okulunun ömrü pek kısa olmuÅŸ ve kumbaracıların yeni talimlerden sızlanmaları ve isyan çıkaracakları korkusundan, bu heyet dağıtılmıştır. Hendesehane'nin bu Kumbaracı Kışlası'nda çalışmış veya ayrıca bir kuruluÅŸ halinde iÅŸlemiÅŸ olması ihtimalleri vardır. Tarihlerde bunu açıkça görmek kabil deÄŸildir. Ancak, Atâ tarihi bu Hendesehane'nin ilk hocası olarak YeniÅŸehir müftüsüzâde Mehmet Sait Efendi'nin adını vermektedir. Bu zatın, iki ÅŸeyin arasındaki uzaklığın, ölçü kullanılmadan, yani yanlarına gidilmeden, ölçülmesi için bir alet ihtira (keÅŸf) etmiÅŸ olduÄŸundan ve bu alete Rub-i müceyyib-i zülkavseyn adını verdiÄŸinden 1149 (1736) tarihli risalede bahsedilmektedir.

Bu aletle, bir üçgenin bir kenarı ve iki açısı bilinirse öteki kenar ve açılarını hesap etmenin mümkün olduÄŸunu söyleyen yazar, aletini Åžeyhülislâm Pirîzâde Mehmet Efendi'ye anlatıyor. Åžeyhülislâm da aleti Sultan I. Mahmut'a takdim etmiÅŸ ve bazı düzeltmelerde bulunduktan sonra mektepte kullanılmasının faydalı olacağına karar verilmiÅŸtir." Bu açıklama, bazı geometri aletlerinin Türkiye'de ilk defa Üsküdar'da kullanıldığını göstermektedir. Alim, ÅŸair ve aydın Åžkirli bir zat olan Åžeyhülislâm Mehmed Sahib Efendi, 9 Recep 1162 (25 Haziran 1749) tarihinde Üsküdar'daki konağında vefat ederek, Çiçekçi durağının arkasında, Åžair Nedim'in gömülü bulunduÄŸu yerin civarında ve yeniçeri subaylarından olan babası Pirî AÄŸa'nın yanına gömülmüÅŸtür.