Çürüksulu Yalısı



Çürüksulu Yalısı 1790’larda Tırnakçızade adında, varlıklı bir toynak ve boynuz tüccarı tarafından yaptırıldı. Yalı inşa edilirken Bizans saraylarının kalıntıları kullanıldı. İkiz yalı mirasçıların veraset tartışmasına girdiği 1890’a kadar Tırnakçızade ailesinin elindeydi.


Çürüksulu Yalısı

 

Çürüksulu Yalısı 1790’larda Tırnakçızade adında, varlıklı bir toynak veboynuz tüccarı tarafından yaptırıldı. Yalı inşa edilirkenBizans saraylarının kalıntıları kullanıldı. İkiz yalı mirasçıların veraset tartışmasına girdiği 1890’a kadar Tırnakçızade ailesinin elindeydi.

Güneye bakan yalı bölünüp satışa çıkartılınca Çürüksulu Ahmet Paşa satın aldı. Çürüksulu Ahmet Paşa, yalıyı büyük oranda değiştirdi ve simetrik yapısıyla tipik bir 19. yüzyıl Boğaziçi yalısına dönüştürdü.

BELKIS HANIM’IN ŞATAFATLI HAYATI 

Yalının en ünlü sahiplerinden biri Çürüksulu Ailesi’nden Ahmet Paşa’nın kızı Belkıs Ratib’dir. Belkıs Ratib güzelliği ile Avrupa sosyetesinde bile konuşulan çevresi hayli geniş bir kadındı. Belkıs Ratib’in ilk eşiAtatürk’ün danışmanı Ethem Menemencioğlu’ydu. Ethem Menemencioğlu bir görevle Afganistan’a gidip orada uzun süre kaldı.

Aşk hayatıyla skandallara neden olan Belkıs Ratib boşandıktan sonra büyük bir servete sahip olan Mısırlı İbrahim Ratib’e aşık olup evlendi. Belkıs Ratib yalıya akan zenginliğin etkisiyle gösterişli bir hayat sürüyordu. Öyle ki; yalıda zaman zaman misafir olarak kalan yakın arkadaşı Prenses Marthe Bibesco gibi arkadaşlarıyla günlerce konuşulan davetler veriyordu. Ancak İbrahim Ratib II. Dünya Savaşı yıllarında iflasedince bu şatafatlı hayat sona erdi.

SARAY YAVRUSU 

Savaştan sonra Paris’e yerleşen Belkıs Ratib, zamanla parasızlıktan yalıya bakamaz hale geldi. O yıllardaAlmanya’nın konsolosluk binaları kapatılınca, yalıyı geçici konsolosluk olarak kiraya verdi. AlmanKonsolosluğu açılınca da yalı Ankaralı diplomatlara kiralandı. Belkıs Ratib 1950’lerin sonunda yalıya geri döndü. Fakat eski zenginliğin gölgesi bile yoktu artık.

Belkıs Ratib elmas ve yakutlarını satarak bir süre yalının masraflarını karşıladı. Ama yalının sorunları bitmiyordu. Çatı aktığı için yağmurlu günlerde yalının içinde şemsiyelerle dolaşmak zorunda kalıyordu. Nihayet gün geldi tavan çöktü. Diplomat Muharrem Nuri Birgi yalıya hayrandı ve bu duruma üzülüyordu. Belkıs Ratib’i ikna edip yalıyı 1968’de satın aldı ve aşık olduğu yalıya kavuştu.

İstanbul hasreti üç ev sattırdı

Muharrem Nuri Birgi yalıyı satın aldığında, bir harabeyle karşılaştı. O sıradan bir diplomat değildi. Ziya Nuri Paşa’nın oğluydu ve Varşova Büyükelçiliği 3. Katipliği’nden sonra Nato Daimi Temciliği’nden emekli olana kadar yüksek görevlerde çalıştı. 

Muharrem Nuri Birgi için satın aldığı bu yalı bir hobiden öte saplantı haline gelmişti. Restorasyonu yapabilmek için üç evini sattı. Mimar Turgut cansever in de yardımıyla yalıyı yeniden onardı.

Ahşap cephe mümkün olduğunca korundu veosmanlıdönemindeki gibi kırmızı aşı boyasıyla boyandı. Sonradan yerleştirilmiş bölmeler kaldırıldı. Yalı 1800’lerde İstanbul’da yapılmış mobilyalar, 300 yıllık İranhalıları, divit koleksiyonu ve değerli hat eserleriyle bir müzeye dönüştü.

YALIDAN KÖŞKE 

Emekli olduğu 1972’de yalıya yerleşen Muharrem Nuri Birgi bahçe konusunda hayal gücünü serbest bıraktı. Egzotik ağaçlar, süs havuzları, fıskiyelerle dolu devasa bir bahçe oluşturdu. Ama bunca uğraşıdan sonra Muharrem Nuri Birgi en çok 1978’de çok sevdiği evinin önünden yol geçirilmesine üzüldü.

Çürüksulu Yalısı denizle olan bağlantısı kopunca teknik olarak bir köşke dönüştü. Muharrem Nuri Birgi 1986’da yalıdavefat  etti. Ama çok özen gösterdiği yalısını, ölümünden kısa bir süre önce değerli koleksiyonlarıyla birlikte arkadaşı Selahattin Beyazıt a bırakmıştı.Bir dönem Galatasaray Başkanlığı da yapan Selahattin Beyazıt’a ait Çürüksulu Yalısı’nın 2012’de icradan satışa çıkması şaşkınlık  yarattı. Selahattin Beyazıt ve oğlunun sahip olduğu toyiki firmasının iflas etmesinden sonra icra takibiyle 80 milyon liraya ulaşan büyük bir borç yükü oluşmuştu. Davaları kazanan Selahattin Beyazıt borçlarını ödedi. Çürüksulu Yalısı ise yine Şstanbul’un benzersiz manzarasına bakıyor