19. Yüzyılda Okul Servisçiliği



Osmanlı Döneminde okul servisçiliği ilk defa dört kız öğrencinin talebi üzerine 1872 yılında başlatılmıştır.



19. Yüzyılda Okul ServisçiliÄŸi


Osmanlı Döneminde okul servisçiliÄŸi ilk defa dört kız öÄŸrencinin talebi üzerine 1872
yılında baÅŸlatılmıştır. Türk eÄŸitim tarihi açısından önemli olan bu uygulama, Maarif
Nezaretinin 1 TeÅŸrin-i Evvel 1289 (M. 1872) tarihli Tezkire yazısında yer almıştır. Adı geçen
Tezkire yazısında, Darulmuallimatta okuyan dört kız öÄŸrencinin evlerinin okula uzak olması
nedeniyle her gün çok uzak bir yolu yürüyerek gidip gelmek zorunda kaldıklarından ÅŸikâyetçi
oldukları ve bu nedenle öÄŸrencileri evden okula ve okuldan eve götürüp getirmek amacıyla bir
okul servisinin kiralandığı belirtilmektedir. Adı geçen Tezkirede öÄŸrencilerin talepleri ÅŸöyle
anlatılır: “Altay RüÅŸdiyesinden ÅŸehadetname alup bu defa Darulmuallimata kaydolmuÅŸ olan
Lütfiye ve Fatıma ve Seher ve Åžadiye hanımların semtleri Karagümrükte olmak münasibiyle,
sabah ve akÅŸam mâÅŸiyen oradan mekteb-i mezbura gelüp gidemeyeceklerinden, ücret-i
mekteb-i mezbureden kendülere tahsis olunacak ÅŸehri altmışar kuruÅŸ mahsub edildikten
sonra, noksan kalacak mikdarı dahi taraflarından tesviye olunmak üzere bir araba istikra
olunmasını ifade etmiÅŸler idi.”20
DoÄŸrudan Maarif Nezaretine (EÄŸitim Bakanlığına) yapılan bu baÅŸvuru üzerine,
öÄŸrencilerin bu talebinin olumlu karşılandığı ve bir servis arabasının kiralandığı Tezkire’nin
devamında ÅŸöyle anlatılır: “... Binaenaleyh mezburelerin eyyam-ı tatilden baÅŸka her gün
Birinci Sinan Mahallesinde vaki elliyedi numara ile murakkam Esirler Kethüdası
Hanesi’nden alınup mektebe ve mektepten oraya getürüp götürmek ÅŸartıyla, ÅŸehri üç yüz
altmış kuruÅŸa arabacı esnafından Hasan AÄŸa izhar-ı muvâfakat ederek, melfuf melhur senedi
vermiÅŸ olduÄŸundan, mezburelerin ÅŸehri altmış kuruÅŸ maaÅŸları olan cem’an ikiyüz kırk kuruÅŸ
aylık çıktıkda kendülere verilmeyüp, bunun üzerine mekteb-i mezbur yekun-i maaÅŸ fazlasından
yirmi kuruÅŸ daha zamm edilerek, cem’an ikiyüz altmış kuruÅŸun Nezaret-i Celileleri
Veznesinden ve üst tarafı olan yüz kuruÅŸun dahi mekteb-i mezbur müdüri marifetiyle
mezburelerden müÅŸtereken bit’tahsil vezney-i merkumeye tesviye edülüp, ay başında
salif’üzzikr üç yüz altmış kuruÅŸun canib-i vezneden merkum arabacıya itası tensip kılınmış
olduÄŸundan, suret-i mezbure rey-i Âli Nezaretpenahileri dahi tevafuk eylediÄŸi halde, olveçhile
icray-ı iktizasının canib-i muhasebeye ve müdüri mumaileyhe emr-ü iÅŸar buyurulması
babında.”
Dört kız öÄŸrencisinden gelen bir talep üzerine, olumlu bir yaklaşım gösteren
Darulmuallimat idaresinin böyle bir uygulama baÅŸlatmış olması, iki nedenden kaynaklanmış
olabilir. Birinci neden okul idaresinin zaten öÄŸrenci bulmakta sıkıntı çekmesinden ötürü
öÄŸrencilerini kaybetmek istememesidir. BilindiÄŸi gibi uygulamanın baÅŸlatıldığı Tanzimat
yıllarında öÄŸretmen ihtiyacı had safhadadır. Hele hele kadın öÄŸretmen bulmak neredeyse
imkânsızdır. 1870 yılında kadın öÄŸretmen yetiÅŸtirmek amacıyla Ayasofya’da açılan bu okul,
zaman zaman öÄŸrenci bulmakta sıkıntı çekmiÅŸtir. Bu nedenle okulun müdürünün, dört
öÄŸrencisini kaybetmemek için okul servisi uygulamasını baÅŸlatması, günün koÅŸulları
açısından oldukça gerçekçi ve takdire ÅŸayan bir durumdur.
Servis uygulamasının baÅŸlatılmasının ikinci neden ise, öÄŸrencilerinin eÄŸitsel amaca
dönük makul bir talebi karşısında okul idaresinin gösterdiÄŸi duyarlılıktır. Bu da, okul
yönetimlerinin öÄŸrencilerin yalnızca okul içi süreçlere iliÅŸkin sorun ve beklentilerine deÄŸil,
aynı zamanda okul dışı ihtiyaç ve beklentilerine de duyarlı davranmaları gerektiÄŸini
göstermesi bakımından önemlidir.
Nedeni ne olursa olsun baÅŸlatılan bu uygulama, Türk eÄŸitim tarihi açısından bir ilk
olma ve daha sonraki uygulamalar için de örnek oluÅŸturma özelliÄŸine sahiptir. Nitekim bu
uygulama, daha sonraki yıllarda, baÅŸka okullar tarafından da sürdürülmüÅŸ ve birçok öÄŸrenci
okullarına ulaşım konusunda karşılaÅŸtıkları güçlükleri bu sayede aÅŸmışlardır.
İlk defa Tanzimat döneminde ve bir devlet okulunda baÅŸlatılan okul servisçiliÄŸi uygulaması, Mutlakıyet
döneminde bazı özel okullar tarafından da uygulanmıştır. BilindiÄŸi gibi özel okullar, 19. yüzyılın ikinci
yarısından sonra açılmaya baÅŸlanmış ve dönemin sonuna doÄŸru hızla çoÄŸalmıştır. Bu okullar, üst düzey
memurlar, tüccarlar ve varlıklı ailelerden oluÅŸan geniÅŸ bir aristokrat kesime hitap etmektedir. Bu durumun
farkında olan özel okullar, kendilerini cazip hale getirmek ve öÄŸrenci çekebilmek için çeÅŸitli reklam ve
tanıtımlar yapma ihtiyacı duymuÅŸlardır. Bu tanıtımlarda, okulun eÄŸitim açısından ne derece iyi ve etkili
olduÄŸunu gösteren bilgiler yanında uzak bölgelerde oturan öÄŸrencilerin okula rahatça ulaÅŸabilmeleri için okul
servisi imkânı sunduklarına iliÅŸkin bilgilere de yer verilmiÅŸtir.
Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yer alan haberde İstanbul Sultanahmet’te bulunan Bürhân-ı Terakki
adındaki bir özel okulun uzak semtlerden gelen öÄŸrencileri için okul servisi tuttuÄŸu bilgisi yer almaktadır.
Haber aynen ÅŸöyledir: “… Ezcümle uzak mahallerde bulunan talebenin teshil-i devamı için masarif-i zayide
ihtiyar ederek, bir araba iştira, velhasıl talebenin kemal-i huzur ve asayişle gelip gitmesini sarf-i nazar-ı
itina etmeleri, ÅŸu mektebi tesisten maksatları menafi-i zatiye olmayıp, mahzâ sevk-i himâyetle ibrâz-ı
himmetten ibaret olduÄŸuna bürhân ve hidemât-ı vâkıaları erbâb-ı vicdân nazarında her veçhile ÅŸâyân-ı
istihsândır” 
Okul servisçiliÄŸi konusundaki bir baÅŸka örnek Selanik’te yaÅŸanmıştır. Sıkça tanıtım yapan ve güçlü bir eÄŸitim
kadrosuna sahip olan özel okullardan birisi Selanik’te 1872 yıllarında kurulan Feyziye Mektebidir.
ÖÄŸrencilerine saÄŸladığı iyi ortam ve baÅŸarılı eÄŸitim uygulamalarıyla takdir toplayan bu okul, çoÄŸunlukla
zengin aile çocuklarının devam ettiÄŸi bir eÄŸitim kurumudur. Ancak Selanik zenginleri bir süre sonra Selanik
kentinin doÄŸusunda Ege Denizi kıyısında sayfiye yeri olan bir bölgede yalılar yaptırarak buraya yerleÅŸmeye
baÅŸlar. Bu geliÅŸme hızlanır ve nüfus yoÄŸunluÄŸu giderek artan bu bölge bir süre sonra Yalılar semti olarak
anılmaya baÅŸlar. Yalılar semti aynı zamanda Feyziye Mektebi gibi bazı özel okulların öÄŸrenci kaynağı haline
gelir. Aileler kendi imkânlarıyla çocuklarını kent merkezindeki okullara göndermeye çalışsalar da bazı
güçlükler yaÅŸanmakta ve bazı öÄŸrenciler sırf uzaklık ve ulaşım nedeniyle bu okullara gidememe durumuyla
karşı karşıya kalmaktadırlar. İşte bu sorun karşısında bir çare olarak, tıpkı İstanbul’daki Dârulmuallimât ve
Bürhan-ı Terakki’de olduÄŸu gibi okul servisçiliÄŸi uygulaması baÅŸlatılır. Bu sayede, hem okulun önemli bir
gelir kaynağı olan zengin aile çocukları kaybedilmemiÅŸ olur, hem de öÄŸrenciler okula gidiÅŸ geliÅŸlerinde
yaÅŸadıkları bu sorundan kurtulmuÅŸ olurlar. Feyziye Mektebi’nin tanıtımının yapıldığı Çocuk Bahçesi
dergisinde yer alan bir haberde bu uygulama ÅŸöyle duyurulmuÅŸtur:23 “Mekteb-i Feyziye’nin Yalılarda
bulunan talebeyi getirip götürmek üzere isticar edilmiÅŸ arabaları da vardır.”24
Uzak bölgelerde oturan öÄŸrencileri okula getirip götürmek amacıyla baÅŸlatılan servis uygulaması, daha sonra
bu okulda baÅŸlatılan örnek bir uygulama için de öÄŸrencilere büyük kolaylık saÄŸlamıştır. Bu örnek uygulama
okulda akÅŸam müzakereleri adıyla bir uygulama baÅŸlatılmasıdır. AkÅŸam müzakerelerinin asıl amacı, yatılı
kısmındaki öÄŸrencilerin akÅŸam saatlerini verimli geçirmeleri ve ödevlerini yapmalarını saÄŸlamaktır. Ancak
okul yönetimi eÄŸitsel amaçlı bu uygulamadan gündüzlü öÄŸrencilerin de yararlanmasını istemektedir. Fakat
akÅŸam müzakerelerinin karanlık saatlerde olması nedeniyle, gündüzlü öÄŸrencilerin bu müzakerelere katılımı
zor olmaktadır. Okul yönetimi bu sorunu çözmek ve isteyen gündüzlü öÄŸrencilerin akÅŸam müzakerelerine
katılmalarını kolaylaÅŸtırmak amacıyla, servis uygulaması baÅŸlatmıştır. Buna göre akÅŸam müzakerelerine
katılmak isteyen öÄŸrenciler, belirli bir ücret karşılığında tutulan servisler aracılığıyla okula getirilip
götürülecektir. Servis uygulaması o kadar elveriÅŸlidir ki bu sırada öÄŸrenciler hademeler tarafından evlerinden
alınmakta ve müzakereler bitiminde tekrar hademeler tarafından evlerine bırakılmaktadırlar.
Üç saat süren bu müzakerelere ayrıca okulun öÄŸrencisi olmayanlar da belirli bir ücret karşılığında
katılabilmektedirler. Bu uygulama, servisle ilgili bölümü bir tarafa bırakılırsa, bugünkü etüd merkezleri ve
dershanecilik uygulamasının da baÅŸlangıcı sayılır. Bu yönüyle de konu ayrıca araÅŸtırmaya deÄŸerdir.
Servis Sorununa Karşı Åžube Açma GiriÅŸimleri
Okul servisçiliÄŸi uygulaması, 19. yüzyılda karşılaşılan bir eÄŸitim sorunu için düÅŸünülmüÅŸ uygun bir çözüm
olmakla birlikte, bu uygulamayı sürdüren özel okullar, bir süre sonra taşınması gereken öÄŸrenci sayısı artınca
ÅŸube açma yoluna gitmiÅŸlerdir. AÅŸağıda özel okulların ÅŸube açmasına iliÅŸkin bazı bilgiler verilmiÅŸtir.
İstanbul’da Abdi Kamil Efendi tarafından açılan Åžemsülmaarif Mektebi’ne aristokrat aileler tarafından yoÄŸun
ilgi gösterilmesi üzerine, hem bu talebe cevap vermek, hem de yaz aylarında sayfiye bölgelerine taşınan
çocukları okula ulaşım zorluÄŸundan kurtarmak ve eÄŸitimden mahrum kalmalarını önlemek amacıyla,
Göztepe’de yeni bir ÅŸube açmıştır (Ergin,1977,s.952). İstanbul’daki özel okullar arasında ÅŸube açma yolunu
seçen bir diÄŸer okul, Saraçhane’de bulunan Rehber-i Marifet Mektebi’dir. Bu okul, İstanbul içindeki ikinci
ÅŸubesini KasımpaÅŸa’da açmıştır (Ergin,1977,s.1018). Åžube açan bir diÄŸer özel okul Numune-i Terakki
Mektebi’dir. Ancak bu okulun ÅŸube açma gerekçesi servis güçlüklerinden deÄŸil, İstanbul dışında önemli bir
merkez olan Edirne’deki zengin öÄŸrencileri bünyesine katma isteÄŸidir.
Özel okulların ÅŸube açma giriÅŸimlerinden biri de Selanik’te yaÅŸanmıştır. Önceleri üst düzey memurlar,
tüccarlar ve varlıklı ailelerin oturduÄŸu Yalılar semtinden servisle öÄŸrenci taşıma uygulaması baÅŸlatan Feyziye
Mektebi, bir süre sonra öÄŸrenci sayısı çoÄŸalınca buraya bir ÅŸube açma kararı almıştır. Bu kararın alınmasında
servis uygulamasına sıcak bakmayan ailelerin çocuklarını da bünyesine katma düÅŸüncesi etkili olmuÅŸtur.
Konuya iliÅŸkin ayrıntılı bir haber Çocuk Bahçesi dergisinde yayınlanmıştır. Buna göre açılacak yeni ÅŸube son
derece modern ve Avrupa tarzında bir programa sahip olacaktır: “… Mektep programları Avrupa mekteb-i
iptidaiyelerine mikyas olacak nazariyyat ile ameliyyat tamamen tevfik ve telif edilecek, çocuklara öÄŸretilecek
ÅŸeylerin hepsinin numuneleri gösterilecek terbiye-i zihniye ile terbiye-i bedeniye mezducen ilerleyecektir.”25
Haberde yeni açılacak okulun Yalıların tam merkezinde olmasının servis zorunluluÄŸunu da ortadan
kaldıracağı belirtilmektedir. Dergideki bu haberden öÄŸrendiÄŸimize göre, okulun Yalılarda açmayı planladığı
ÅŸubesi için önceleri uygun bir arsa bulunamamış; bu nedenle ÅŸubenin açılması için kurulan komisyon bu
kararını bir süre ertelemek zorunda kalmıştır. Ancak daha sonra Selanik eÅŸrafından tüccar Mahmud KarakaÅŸ’
Yalılar Caddesinde bulunan köÅŸkünü Feyziye Mektebinin Yalılar ÅŸubesi için bağışlamış; bunun karşılığında
okuldan her hangi bir kira ya da ücret talep etmemiÅŸtir.
Haberin devamında, Türk EÄŸitim Tarihi açısından yine bir ilk örnek uygulamanın baÅŸlatıldığı yer almaktadır.
Buna göre Yalılar ÅŸubesinde açılan okul bünyesinde modern anlamda iki ana sınıfı (Salle d’asile) ve üç
iptidai sınıf (ilkokul düzeyinde) bulunmaktadır. Eski Fransızca’da ana sınıfı karşılığı kullanılan Salle d’asile
günümüzdeki okul öncesi eÄŸitim uygulaması için de bir ilk örnektir. Haberin devamında bu okulun
programlarının Feyziye Mektebi programlarının aynısı olacağı, öÄŸretmenleri de bu okuldan temin edileceÄŸi
belirtilmiÅŸtir. Ayrıca bu okulda öÄŸrencilere her gün bir saat jimnastik (spor) yaptırılmaktadır.
Yukarıda özet olarak verilen haberde yeni açılacak okulda iki ana sınıfının (Salle d’asile) açılacağının
duyurulması ve daha henüz okul yapılmadan kayıt yaptırılmasının istenmesi ilginçtir. Çocuk Bahçesi
dergisinin 31. Sayısında yer alan bilgilerden anlaşıldığı üzere Feyziye Mektebi’nin Yalılar Åžubesi, 2 Eylül
1905 tarihinde açılmıştır. Okulun açılışına Selanik’teki üst düzey devlet erkânı da katılmıştır. Bunlar arasında
ilin hâkimi, vilayet özel kalemi Necip Bey, Belediye reisi Hulusi Bey, Nafia müdürü Osman Bey, diÄŸer mülki
ve askeri yetkililerle birlikte, okulun öÄŸretmenleri bulunmaktadır.
ÖÄŸrencileri servis güçlüklerinden kurtarmak için yeni bir özel okul açma giriÅŸimlerinin bir örneÄŸi de
İstanbul’da yaÅŸanmıştır. Anadolu yakasında oturan bazı zengin aileler, özel okul bulunmadığı için
çocuklarını, İstanbul’un Suriçi bölgesi olarak anılan Beyazıt, Sultanahmet, Saraçhane gibi bölgelerindeki özel
okullara göndermektedirler. Her gün kayıklarla karşıya geçmek zorunda kalan bu öÄŸrenciler, hem büyük bir
zaman kaybı yaÅŸamakta, hem de mevsim koÅŸullarına göre tehlikeli durumlarla karşı karşıya kalmaktadırlar.
İşte bu durumu yakından gören bazı giriÅŸimciler, bu bölgede bir özel okul açarak varlıklı aile çocuklarını
kendi bünyesine çekme yoluna gitmiÅŸlerdir. Bu gerekçeyle açılan okullardan birisi Mahmut Hamdi Efendi
tarafından 1891 yılında Anadolu yakasında Tophane’de açılan Åžems’ülmekatip adındaki özel okuldur. Hem
RüÅŸdi hem de İdadi kısımlarını kapsayan bu okul, İstanbul’a gitmek zorunda olan çocukları bu külfetten
kurtarmıştır.
Bu duruma verilebilecek bir baÅŸka örnek Üsküdar’da yaÅŸanmıştır. DaruÅŸÅŸafaka mezunlarından EÄŸinli Faik
Bey Üsküdar’da Ravza-i Terakki adıyla bir özel okul açmıştır. Bu sayede görece daha fakir olarak bilinen bu
bölgede özel okul bulunmadığından çocuklarını özel okula gönderemeyen aileler için bir alternatif
sunulmuÅŸtur. Nitekim bu okulun, açılmasından kısa süre sonra, önemli bir öÄŸrenci kitlesini bünyesine kattığı
görülür. Ayrıca okulun kurucusu Faik Bey, kendisi de kimsesiz öÄŸrencilerin okuduÄŸu DaruÅŸÅŸafaka’da
öÄŸrenim görmesinden dolayı, Devletine karşı duyduÄŸu vefa borcu ve minnettarlığı nedeniyle çok sayıda
öÄŸrenciye bu okulda parasız öÄŸrenim görme imkânı sunmuÅŸtur.

www.keg.aku.edu.tr