Bedevi Tekkesi Sokak
“L”şeklindeki sokak Hacı Rüstem Sokak ile de kesişmektedir. İstavroz Deresi’ndedir. Sokak adını burada bulunan Bedevi Tekkesi’nden almaktadır. Dergâhı Seyyid Hüseyin Hıfzı Efendi; Ali Bey adlı bir hayırseverin öncülüğünde Beylerbeyi halkının yardımı ile 1854-55 yıllarında kurmuş ve kendisi de bu dergâhın ilk şeyhi olmuştur.
Bedevi Tekkesi Sokak
Bedevi Tekkesi Sokak
“L”şeklindeki sokak Hacı Rüstem Sokak ile de kesişmektedir. İstavroz Deresi’ndedir. Sokak adını burada bulunan Bedevi Tekkesi’nden almaktadır. Dergâhı Seyyid Hüseyin Hıfzı Efendi; Ali Bey adlı bir hayırseverin öncülüğünde Beylerbeyi halkının yardımı ile 1854-55 yıllarında kurmuş ve kendisi de bu dergâhın ilk şeyhi olmuştur. Şubat 1890’da Sultan II. Abdülhamid’in emlak-ı hümayûnundan masrafları karşılanarak dergâhın tamiri yapılmış ve 18 Mart1890’da uzun zamandır bekletilen bir talep kabul olunarak, Dergâh avlusuna meşihatta bulunanlar ile ailelerine mahsus bir mezarlık kurulmasına izin verilmişti. 26 Kasım 1895’de dergâhın postnişini Seyyid Mehmed Said Efendi; bir dilekçe ile Sadarete başvurarak Dergâhın taamiye (yiyecek) ödeneğinin arttırılmasını istemiş, bu istek hemen kabul edilerek dergâhın ödeneği 500 kuruşa çıkarılmıştı. Bu ödenek zaman zaman dergâhta kalanların sayısı ile orantılı olarak azalsa da, 14 Ocak 1903 tarihli bir belgeye göre yeniden 500 kuruşa çıkarılmıştı. 1916 yılında Sultan V. Mehmed Reşad’ın dördüncü haznedarı ve Şeyh Seyyid Mehmed Said Efendi’nin mürîdi Durefşân Kalfa, dergâhın mutfağını genişletmiş, türbeyi tevhîdhâneye birleştirerek Cemile Sultân’ın dadısı Şemsinûr Hanım, Cemile Sultân’ın ikinci haznedarı Nazmestan Kalfa, Saray hasenatta bulunmuşlardı. Kurulduğu günden dergâhların kapandığı 1924 yılına kadar Bedevî Tarikatı’na hizmet eden dergâhın devrân günü Perşembe idi. Dergâhın türbesinde, dergâhın ve burada bulunan vakıf eserin bânisi Hüseyin Hıfzı Efendi (v.1884) ile vakıf hizmetlerini devam ettiren Hz. Zeynel Abidin (r.a)’in 38. Kuşak torunlarından olan ve Suriye’nin Humus şehrinden gelen Seyyid Mehmed Said Efendi ve oğulları Mehmed Nesib Efendi (1872 -1925), Mahmud Efendi (v. 1963), Abdülmuttalib, Haşim ve Abdullah Efendiler medfun bulunmaktadır. Günümüzde “Hüseyin Hıfzı Külliyesini Koruma ve Güzelleştirme Derneği” marifeti ile binanın İstanbul Eğitim Vakfı’na tahsisi sağlanmış ve eserin yeniden ihyası için “HüseyinHıfzı Vakfı” kurulmuş olup; mimarisi muhafaza edilerek hayırseverlerin yardımlarıyla 1994’de bina yeniden aktif duruma getirilmiştir. Vakıf; “Hüseyin Hıfzı Vakfı Aşevi” vasıtası ile her gün civardaki ve hatta İstanbul’un uzak yerlerindeki fukaraya sıcak yemek dağıtmaktadır. Sokağa tarihî rengini veren eserlerden biri de Bedevî Tekkesi Çeşmesi’dir. Bedevi Tekkesi yakınındaki bu çeşmenin geniş bir mermer çerçeve içine alınmış oymalı bir kemeri ve bu kemerin içinde oldukça sade bir ayna taşı vardır. Kemerin üstünde bir kitabe vardır, fakat içi boştur.
YORUMLAR