Peçenek-Bizans Münasebetleri
Peçenek-Bizans Münasebetleri E-Tarih.org
Peçenek-Bizans Münasebetleri
Peçenek-Bizans Münasebetleri
Peçenek-Bizans dostluÄŸu, Ruslara ve Tuna Bulgarlarına karşı askerî desteÄŸe ihtiyaç duyan imparator Konstantinos Porphyrogennetos'un güney Kırım'da Khersones'teki kumandanı aracılığı ile Peçeneklerle temas kurmak istemesi üzerine, 915'de baÅŸlamıştı. İstanbul'dan Peçenek baÅŸbuÄŸlarına sık sık elçiler, hediyeler gönderiliyordu. Iki taraf arasında ticarî faaliyet de canlı idi. Bizans'dan gelen kumaÅŸ, baharat, boya ve Peçenek kadınlarının çok düÅŸkün oldukları süs eÅŸyası ve mücevherata karşılık balmumu, tutkal, kıymetli deri vb. satılıyordu. Fakat Peçenekler doÄŸuda pek huzurlu deÄŸildiler. Kendilerini Volga ötesi yurtlarından çıkaran Uz (OÄŸuz)'lar batıya doÄŸru ilerliyor ve geldikleri Oka-Sura çevresinde Peçenek doÄŸu cephesine baskılarını arttırıyorlardı. Neticede Peçeneklerden bir kısım 942-970 arasında Macaristan'a gidip yerleÅŸirken, asıl kütle yavaÅŸ yavaÅŸ batıya kaymaÄŸa baÅŸlamıştı.
11. asrın ilk çeyreÄŸinde Peçeneklerin Turla (Dnyester) boyuna ve bugünkü Besarabya'ya indikleri görülmektedir ki, Karadeniz düzlüklerindeki Peçenek hakimiyetini iyice zayıflatan bu durumdan yine Ruslar istifade ettiler. Knez Yaroslav, Normanlar, Slovenler ve Novgorodlularla takviyeli ordusu ile Kiyef civarındaki savaÅŸta Peçeneklere ağır darbe indirdi (1036). Peçenekler adeta gözden silindi, aradaki siyasî münasebet kesildi. DiÄŸer taraftan İmparator Basileos II ("Bulgarokton")'un Bulgar iÅŸini hallettiÄŸi 1018 yılından beri Bizans'ın artık dış yardım isteÄŸi kalmadığı için, imparatorlukla Peçenekler arasında "devlet seviyesi"ndeki temaslar da sona ermiÅŸ bulunuyordu. Bu durum Peçenek akınlarını Balkanlar üzerine çekti (1026, 1035, 1036). Bulgaristan, Makedonya, Trakya tahrip edildi. Fakat Bizanslı tarihçi Kedrenos (11. asır)'a göre "Dnyeper nehrinden Pannonia (Batı Macaristan)'ya kadar Tuna'nın kuzey sahasını iÅŸgal etmiÅŸ olan" Peçeneklerin bir ara 11 boyunu kendi idaresinde toplamağı baÅŸardığı anlaşılan baÅŸbuÄŸ Turak ile hakimiyet davasına kalkan diÄŸer baÅŸbuÄŸ Kegen arasındaki mücadele (1048) ve ikincinin Bizans'a sığınmasına yol açtığı Trakya akını felaketle neticelendi. Kegen Hıristiyanlığı kabul etmiÅŸtir.
Turak da savaÅŸta esir düÅŸerek Hıristiyan olmuÅŸtu. Bundan sonra bir yandan Peçenek-Bizans mücadelesi devam etmekle beraber, diÄŸer taraftan Peçenek kütlelerinin Bizans sınırları içine (Bulgaristan'a) bekçi olarak yerleÅŸtirildiÄŸi, birçok PeçeneÄŸin Bizans ordusunda hizmet aldığı ve bilhassa 1048'den sonra sayıları artan bu ücretli askerlerin Selçuklulara karşı Anadolu'ya gönderildiÄŸi bilinmektedir. Ancak, bunlardan imparator Konstantinos Monomakhos'un emri ile Üsküdar yakasına geçirilen 15.000 Peçenek atlısı, Bizans kaynaklarına (Kedrenos, Zonaras) göre, böyle bir vazifeyi kabul etmeyerek -BoÄŸaziçi'ndeki gemiler kasten kaldırıldığı için- baÅŸbuÄŸ Katalın'ın idaresinde atları üstünde boÄŸazı yüzerek Rumeli sahiline çıkmışlar ve Tuna'ya dönmüÅŸler (1050), daha sonra da 1071 Malazgirt muharebesinde Bizans ordusundaki bir kısım Peçenek kuvvetleri Türk soydaÅŸları tarafına geçmiÅŸlerdir.
Bizans, doÄŸudan Selçuklu Türklerinin baskısı altında idi. Onlara ancak onlar kadar savaÅŸçı, onlar kadar cesur kuvvetlerle karşı koyabileceÄŸini biliyor ve bunun için de ordusundaki Peçenek süvarilerine güveniyordu. Bu maksatla ordusundaki 15 bin Peçenek atlısını sallarla, gemilelerle Üsküdar'a geçirdi. Peçenek birliÄŸi Anadolu içlerine doÄŸru sefere çıkacağını biliyor ama hangi düÅŸmanla vuruÅŸacağını bilmiyordu. Selçuklu soydaÅŸları ile vuruÅŸturulacaklarını öÄŸrenince itiraz ettiler. İktidar için, kendilerine il tutmak için soydaÅŸlarıyla savaÅŸtıkları olurdu ama, ÅŸimdi kime il kazanacaklardı ? Kimin kudretini arttıracaklardı ? "Biz soydaÅŸlarımızla savaÅŸmayız" diye Rumeli'ye dönmek istediler. Fakat Bizanslılar Peçenek atlılarının geçiÅŸini engellemek için BoÄŸaziçi'ndeki bütün gemileri, salları kaldırmışlardı. Peçenek Türkleri ise Rumeli'ye geçmeye kararlıydılar. Fazla düÅŸünmediler. Åžimdiye kadar hiçbiri nehri ne kadar coÅŸkun,ne kadar geniÅŸ olursa olsun, köprü kurarak geçmemiÅŸlerdi. Atlarını, hem de üzerinden inmeden yüzdürmesini biliyorlardı.
BoÄŸazı geniÅŸ bir nehir farzeden 15 bin Peçenek süvarisi atlarını denize sürdüler ve halkın ÅŸaÅŸkın bakışları arasında, at sırtında yüzerek Rumeli yakasına geçtiler! Askerlerin atları yüreklendiren naraları ve at kiÅŸnemeleriyle BoÄŸaziçi emsali tarihte bir daha görülmeyecek bir gün yaÅŸadı. Halk giyimleri baÅŸka, yüzleri, konuÅŸmaları baÅŸka ve atları baÅŸka olan bu savaÅŸçıları, uzaydan gelmiÅŸ masal yaratıkları gibi, âdeta dilleri tutularak seyretti.
Tarihte BoÄŸazı at sırtında aÅŸan baÅŸka bir millet veya ordu görülmedi. Atlarını denizden, gemilerini karadan yürütenler yalnız Türklerdir. Daha sonra, 1071 Malazgirt Savaşı'nda da, Bizans ordusunda bulunan Peçenekler, soydaÅŸları Selçukluların tarafına geçmiÅŸlerdir. Peçenekleri yukarıdaki iç mücadeleye sürükleyen sebep, gerilerinden gelen, fakat kendileri de Kuman(Kıpçak)'ların önünden boyuna çekilerek bir kısmı 1048'de Tuna'yı geçmek zorunda kalan Uzlar karşısında mukavemet edememeleri idi.
Kaynak: E-Tarih.org
YORUMLAR