MEKTEB-İ TIBBİYE-İ ŞAHANE (HAYDARPAŞA LİSESİ)



MEKTEB-İ TIBBİYE-İ ŞAHANE (HAYDARPAŞA LİSESİ)


MEKTEB-İ TIBBİYE-İ ŞAHANE (HAYDARPAŞA LİSESİ)

u muhteÅŸem yapı, HaydarpaÅŸa Numune Hastahanesi karşısında ve Tıbbiye Caddesi üzerindedir. Fransız mimar Vallaury ile Raimonde D'renco'nun beraberce 1318 (1900-1) tarihinde yaptıkları bu eÅŸsiz yapı, Kanunî Sultan Süleyman tarafından Haydar PaÅŸa'ya tanzim ettirilen ve daha sonra da onun ismi ile üne kavuÅŸan 'Hasbahçe' içine, Sultan II. Abdülhamit'in (1876-1909) emri ile Numune Hastahanesi ile beraber inÅŸa ettirilmiÅŸtir. Süheyl Ünver Bey'e göre 6 Ekim 1903'te yapılan bir merasimle eÄŸitime baÅŸlanmıştır. Bu dört katlı yapının ortası avlu olup, cümle kapısı Marmara Denizi'ne bakan cephesindedir. Tamamen granit taşından yapılmıştır. Tak kapıya iki taraşı, üç sahanlıklı ve 32 basamaklı bir merdivenle çıkılır. Orta sahanlığın altında bir kapı vardır. Üç bölümlü cümle kapılarının üzerinde, granit taÅŸ konsollar ve bunların üzerinde ise, altı pembe mermer sütun yer almıştır. Bu zarif sütunların üzerindeki geniÅŸ ve yüksek kemer ve korniÅŸîn üzerine, mermer çok büyük bir kitâbe ve bunun üzerine de Osmanlı Devleti'ni sembolize eden meÅŸhur arma yerleÅŸtirilmiÅŸtir. Arma sonradan çimento ile sıvanmıştır. Kitâbe, kapının iki yanında yükselen dört yüzlü, yüksek, saat kulelerinin arasında uzanmaktadır. Hâlâ güzelliÄŸinden ve netliÄŸinden hiç bir ÅŸey kaybetmediÄŸi halde, çok yüksek bir yerde bulunduÄŸu için, bugüne kadar okunamamıştır. 6 Cemaziyelula 1318 (1 Eylül 1900) tarihli bu kitâbe "Ziynet efza" diye baÅŸlamakta olup 18 adım boyundadır. Takriben 14 metredir. Bu ihtiÅŸamlı, simetrik yapının iki yanında ve esas binanın köÅŸelerinde, orta kapı üslûbunda ve ÅŸeklinde, birer kapı daha vardır. Bu kapının önündeki sahanlığa ve tek taraşı ve 32 basamaklı bir merdiven ile çıkılır. Bu sahanlığın altında bir kapı bulunmaktadır. Merdivenlerin kenarlarındaki dökme demir oymalı korkuluklardan eser kalmamıştır. Bu iki yan kapıların iki tarafında yükselen dört yüzlü kulelerin üzerinde saat yoktur. Ve bu kulelerin arasındaki oymalı alınlığa Sultan II. Abdülhamit'in birer tuÄŸrası hak edilmiÅŸtir.