KIZ KULESİ’NİN UZUN TARİHİNDEN BİR KESİT
Yazımızın başlığından da anlaşılacağı gibi, Kız Kulesi’nin, 18. yüzyılda kullanılan yaygın adlarından biri de Kule-i Duhter’dir
KIZ KULESİ’NİN UZUN TARİHİNDEN BİR KESİT
KIZ KULESÄ°’NÄ°N 18. YÜZYILDAKÄ° DURUMU VE BU YÜZYILDA
GEÇÄ°RDİĞİ BAÅžLICA ONARIMLAR
Yazımızın baÅŸlığından da anlaşılacağı gibi, Kız Kulesi’nin, 18. yüzyılda kullanılan yaygın adlarından biri de Kule-i Duhter’dir Bugün ancak arÅŸiv belgelerinde kalmış olan bu adın yanı sıra, 18. yüzyıl belgelerinde, Kız
Kulesi ve “Üsküdar kurbunda vaki kule-i bahir” (Üsküdar yakınındaki deniz kulesi) deyiÅŸlerine de rastlanmaktadır. Kız Kulesi’nin 18. yüzyıldaki durumunu aydınlatmak amacıyla yapılan arÅŸiv çalışmasında kulenin oldukça sık aralıklarla kapsamlı restorasyonlara konu olduÄŸu saptanmıştır. Genel bir deÄŸerlendirme, yapıdaki önemli hasarların büyük ölçüde konumundan, baÅŸka bir deyiÅŸle deniz üzerinde yer almasından kaynaklandığını göstermektedir. Özellikle kış aylarında çetin koÅŸullara maruz kalan yapı, dalgalar ve sert rüzgarlar nedeniyle harap olup sürekli bakım gerektirmekte, bu yapılmayınca da sık sık onarıma muhtaç bir duruma düÅŸmektedir. Kız Kulesi’nde ciddi ve sürekli bozulmalara yol açan dalga, rüzgargibi doÄŸa olaylarının yanı sıra, depremler de bir tehdit öÄŸesi olmuÅŸtur. Gerçekten de, Ä°stanbul’un tarihindeki büyük depremlerin yol açtığı hasarlar incelendiÄŸinde, Kız Kulesi’nin depremler karşısında dayanıksız ve hassas olması dikkat çekicidir. 1509’da yaÅŸanan “kıyamet-i sugra”dan, 17 AÄŸustos 1999 depremine kadar, hasarlı yapılar arasında Kız Kulesi de bulunmaktadır (7). Osmanlı arÅŸivlerinde, Kız Kulesi’nin onarımıyla ilgili çok sayıda belge bulunması, kulenin bu hassas yapısı nedeniyledir. Yapılan onarımların niteliklerini ve ayrıntılarını anlamada en deÄŸerli kaynak olan
onarım keÅŸiflerinin yanı sıra, muhasebe kayıtları ve hatt-ı hümâyunlar da,
yapının tarihine ışık tutmaktadır. Kız Kulesi’nin 18. yüzyılda kapsamlı bir onarım geçirmesine yol açan ilk
olayın bir yangın olduÄŸu anlaşılmaktadır. 1720/21’de ahÅŸap fenerden sıçrayan bir kıvılcımın kuleyi sarması büyük tahribata yol açmış, 1725/26’da, Sadrazam Damat Ä°brahim PaÅŸa’nın giriÅŸimiyle kule, kurÅŸun
kubbeli ve fener bölümü de kargir ve camlı olarak restore edilmiÅŸtir Bu müdahaleyle ilgili olarak bir arÅŸiv kaydına rastlanmamıştır. BaÅŸbakanlık Osmanlı ArÅŸivi’nde, Kız Kulesi’nin 18. yüzyıldaki onarımlarına ait, inceleyebildiÄŸimiz en eski belge 5 Zilhicce 1143 (11 Haziran 1731) tarihli bir muhasebe kaydıdır (9). Bu kayıtta, kulenin feneri ile top mazgallarının ve “mevazi-i saire”sinin (diÄŸer yerlerinin) tamire
muhtaç oldukları için dönemin Hassa BaÅŸmimarı Mehmed AÄŸa tarafından düzenlenen keÅŸif defteri uyarınca onarıldıkları belirtilmekte ve baÅŸlangıçta 215 kuruÅŸ olarak tahmin edilen onarım bedeli için Hazine-i Amire’den 180 kuruÅŸ verildiÄŸi ifade edilmektedir. Burada adı geçen mimar, Lale Devri’nin ünlü BaÅŸmimarı Kayseri’li Mehmed AÄŸa’dır (10). Bu kısa muhasebe kaydında, doÄŸal olarak baÅŸka hiçbir teknik ayrıntı belirtilmemiÅŸtir.
Aradan dört yıl geçmeden, Kız Kulesi’nin yine tamire muhtaç yerler olduÄŸunu ve halen görevini sürdüren BaÅŸmimar Mehmed AÄŸa’nın keÅŸif hazırlayarak onarımı gerçekleÅŸtirdiÄŸini, baÅŸka bir muhasebe kaydından öÄŸrenmek mümkündür Bu kayda göre, onarıma muhtaç mahaller için devlet hazinesinden 18 Muharrem 1147’de (20 Haziran 1734 ) 350 kuruÅŸ ödenmiÅŸtir. Bu belge de, yapılan müdahalelerin teknik boyutları hakkında bir bilgi vermemektedir. kızKulesi’nin 18. yüzyılda geçirdiÄŸi onarımları çok ayrıntılı bir biçimde ortaya koyan belgelerden ilki, dönemin Hassa BaÅŸmimarı Elhac Ahmed AÄŸa tarafından hazırlanarak 3 Ramazan 1174’te (8 Nisan 1761) sunulmuÅŸ olan onarım keÅŸfidir Ahmed AÄŸa, çıkarılan ferman uyarınca “Kule-i Duhter’e varıldığı”nı ve yapılan muayene sonucunda kule üzerindeki kurÅŸun örtünün “mürur-ı ezman” (geçen zaman) ile “haraba müÅŸrif” (harap olmaya yüz tutmuÅŸ) olduÄŸunun görüldüÄŸünü belirtmektedir. Bu ifadeden, kule örtüsünün uzun bir süredir onarımgörmediÄŸi anlaşılmaktadır.
Mimar AÄŸa, rüzgarın ÅŸiddetiyle yerinden kopup “zayi olan” kurÅŸunlar nedeniyle çatıların ve külahın yaÄŸmur altında kalıp çürüdüÄŸünü, bu yüzden de yenilenmeleri gerektiÄŸini saptamıştır. Öte yandan, “dizdar ve neferat odaları” yıkılmaya yüz tuttuÄŸundan, bu bölümlerin “enkaz-ı mevcudesiyle” yenilenmesi öngörülmekte, baÅŸka bir deyiÅŸle, kullanılabilir kalıntıların bütünleme tekniÄŸiyle onarılması düÅŸünülmektedir. Fener bitiÅŸiÄŸinde yer aldığı söylenen ve fenerde yakılan yağın depolandığı yer olan “yaÄŸ odası”, kulenin içindeki ve çevresindeki kimi yerlerin derzleri ve demir kapı da onarıma muhtaç mahaller ve elemanlar olarak sıralanmıştır. Mimar AÄŸa, “lodos, poyraz ve Üsküdar” taraflarında, “etraf sofalarda” (kule çevresindeki platformda) yassı küfeki döÅŸemeler altında, su içinde kalan büyük taÅŸların da “emvac-ı bahirden” (denizin dalgalarından) yıkılarak kaybolduÄŸunu belirtmekte ve kargir rıhtımla birlikte üzerindeki küfeki taÅŸların da yenilenmesini ve yerinde kalmış olan taÅŸların kenetlerle birbirine baÄŸlanmasını önermektedir. Sunulan bu keÅŸif üzerine BaÅŸ Muhasebe, “metin ve müstahkem olmak üzere tamir”e baÅŸlanmasını buyurmuÅŸtur.
KeÅŸifte, yönleri belirtmek için çevre semtlere, yapılara ve coÄŸrafi öÄŸelere referans verilmesi dikkat çekicidir. 18. yüzyıl onarım keÅŸiflerinde, bir konumu tanımlamada genellikle “yemininde” (sağında), “yesarında ” (solunda) gibi sözcükler kullanılırken, burada Karadeniz tarafında, Akdeniz tarafında, Üsküdar tarafında/mukabilinde, lodos/poyraz tarafında, Salacak/BeÅŸiktaÅŸ/ Ä°stanbul/ kıble/ Topkapı mukabilinde gibi, yön konusunda belirsizlik bırakmayan deyiÅŸler tercih edilmiÅŸtir. Kız Kulesi’nin bir ada üzerinde tek başına yer alması, bu referans çeÅŸitliliÄŸinin nedeni olsa gerektir. KeÅŸifte, sunuÅŸ bölümünün ardından, önerilen her türlü müdahalenin alan hesabı ve birim maliyetiyle birlikte tutarı belirtilmiÅŸtir. Bu ayrıntılı döküm, bir yandan kuledeki çeÅŸitli mekanların adlarını ortaya koyarken, bir yandan da bu mekanların mimari özellikleri, malzemeleri, boyutları hakkında fikir vermektedir. Bu kapsamlı onarım sırasında Mimar AÄŸa’nın gerekli gördüÄŸü müdahalelerden bazıları ÅŸunlardır:
• Ada üzerinde, dalgaların yerinden kaldırarak denize sürüklediÄŸi
küfeki taÅŸları yerine yenilerinin döÅŸenmesi ve çeÅŸitli kesimlerde
yerinden oynamış döÅŸeme taÅŸlarının kenetlerle birbirine
tutturulması;
• Tüm kule çevresinde derz onarımı yapılması;
• Kapı önünde, sofa üzerindeki kiremitlerin aktarılması ve çatının
onarılması
• 1,5 zira x 2,5 zira (yaklaşık 1.10 x 1.90 m) boyutlarındaki ahÅŸap kule
kapısının yeniden yapılması;
• Kule külahı üzerindeki kurÅŸunların onarılması ve ÅŸiddetli rüzgar
nedeniyle yerinden uçmuÅŸ olan 14 adet kurÅŸun levha yerine
yenilerinin konulması;
• Kule içindeki sarnıca “horasanlı cilalı sıva” ve “lökün kalay”
uygulanması;
• Lodos tarafında (güneyde) demir kapının yenilenmesi;
• Lodos tarafında taÅŸ sofanın altındaki bozulmuÅŸ yere büyük taÅŸlarla
kargir rıhtım yapılması;
• Kayık çekilen yere kargir rıhtım yapılması
Bu iÅŸlemlerin tamamlanabilmesi için gereken tutarı 2 526 kuruÅŸ, 3 akçe olarak hesaplayan BaÅŸmimar Elhac Ahmed AÄŸa, onarım sona erdiÄŸinde yeniden keÅŸif yapılması koÅŸuluyla ÅŸerh vermekte ve onarıma baÅŸlanması
için emir ve ferman çıkarılmasını dilemektedir. Onarım keÅŸfi altına düÅŸülmüÅŸ notlardan, BaÅŸmimar’ın tüm
onarım iÅŸlemlerinin tamamlandığını bildirdiÄŸi ve bunun üzerine, BaÅŸmuhasebe’den hesap ettirilip 2 525,5 kuruÅŸ olduÄŸu onaylanan onarım bedelinden 125,5 kuruÅŸ indirilip kendisine 2 400 kuruÅŸ ödendiÄŸi anlaşılmaktadır. Tezkere veriliÅŸ tarihi 11 Safer 1176’dır (1 Eylül 1762). Mimarbaşının ön keÅŸif defteri hazırlamasının üstünden yaklaşık 17 ay geçmiÅŸtir. Kız Kulesi’nin 18. yüzyılda geçirdiÄŸi kapsamlı bir baÅŸka onarım, “Kulei
Bahri Dizdarı Murad Mehmed”in baÅŸvurusu üzerine baÅŸlamıştır Dizdar, Sultan’a hitaben yazdığı arzuhalde, birkaç yıl önce tamiri ferman olunan kulenin, sabık Mimar AÄŸa vaktinde onarımına baÅŸlandığını ancak iÅŸlerin tamamlanmadığını bildirmekte, son derece kötü bir tablo çizmektedir: Kulenin kurÅŸun örtüsü açılmış, üzerinde olan tahtaları dökülmüÅŸ, yoÄŸun yağışlar sonucunda kiriÅŸler de bozulmuÅŸtur. Kulenin altında olan taÅŸlar sökülmüÅŸ ve ÅŸiddetli fırtına bu taÅŸları denize sürüklemiÅŸtir. Demir kapısı bulunmadığı için, hisar içinde olan ve
topları barındıran avlu, denizden gelen molozla dolmuÅŸ, toplar kum vemoloz altında kalmıştır. BaÅŸka bir deyiÅŸle, kulenin her tarafı onarılmaya ve temizlenmeye muhtaç durumdadır. Dizdar, ayrıca kulenin kapısı önündeki sofanın üzerinde, “kulenin etrafını muhafaza eden fukaralar” için bir oda yapılmasını dilemekte ve bir keÅŸif yapılarak onarıma baÅŸlanması konusunda ferman çıkarılmasını arz etmektedir.Kule Dizdarı Murad Mehmed’in bu arzuhali üzerine, yeni Hassa BaÅŸmimarı ve 18. yüzyıl Osmanlı mimarlığının seçkin siması Mehmed Tahir AÄŸa, hasarları tespit ederek bir keÅŸif hazırlamakla görevlendirilmiÅŸtir. Mehmed Tahir AÄŸa “Kule-i Duhter’e varıp muayene” ettikten sonra saptadığı bozulmaları ve gerekli gördüÄŸü müdahaleleri 12 Åževval 1177’de (14 Nisan1764) sunduÄŸu keÅŸifte (ÅŸöyle özetlemektedir:
• Kulenin dışında dört bir tarafta yer alan küfeki döÅŸemeler “ÅŸiddeti
ÅŸita ve kuvvet-i rüzgar ile telatum-ı bahirden” (ÅŸiddetli kış, kuvvetli
rüzgar ve dalgalar yüzünden) sökülmüÅŸ, taÅŸların üçte bir kadarı
“deryaya gitmiÅŸ”tir. Bu nedenle, küfeki döÅŸeme ile altındaki horasan
rıhtımın, demir kenetler kullanılarak onarılması gerekmektedir.
• Kule üstündeki külahın kurÅŸunları soyulduÄŸundan, “kesret-i baran
sebebiyle” (aşırı yağış nedeniyle) külah tamire muhtaç bir duruma
düÅŸmüÅŸtür. Hem külahın onarılması, hem de eksik kurÅŸun levhalar
yerine yenilerinin kaplanması gereklidir.
• Kule içindeki ve fenerci odasındaki tuÄŸla döÅŸemeler, etraf
pencerelerin “tahta kanatlar”ı (ahÅŸap kepenkleri) ve fener kulesinin
noksan camları da tamire muhtaçtır. BaÅŸmimar, sekiz adet yarım zira
camın yerine takılması gerektiğini saptamıştır.
• Kule avlusunda yer alan yedi adet topun üstü açık olduÄŸundan,
bunların dış hava koÅŸullarından ve yağıştan korunması için,
avlu üstüne sütunlu ve tabanlı bir sundurma çatı yapılması
önerilmektedir.
• Dizdar odası ile nöbetçi odalarının çatısında kiremit aktarmak
gerekmektedir.
• Kapı önünde, nöbetçi odaları üzerindeki kiremitlerin aktarılması ve
buradaki kayrak taşından döÅŸemenin yenilenmesi öngörülmektedir.
• Yedi adet topun kapılarını rabt etmek için halkalı demir zincir
takılacaktır.
• KöÅŸelerde yer alan yuvarlak mermer sütun palamarlar kırıldığından,
bunlar yenilenecektir
Mehmed Tahir AÄŸa’nın hazırladığı bu kapsamlı keÅŸif, yalnız Kız Kulesi’nin
mimari özelliklerine ışık tutmakla kalmamakta, bir yönüyle de, dönemin
meslek ahlakı konusundaki yaklaşımını ortaya koymaktadır. Anlaşıldığına
göre, birkaç yıl önce Elhac Ahmed AÄŸa tarafından gerçekleÅŸtirilen onarım
sırasında, avlunun iki demir kapısı, parası tahsil edildiği halde yerine
takılmamış, böylece avludaki toplar kum ve moloz altında kalmıştır.
Mehmed Tahir Ağa bu durumu saptadıktan sonra, artık hayatta olmayan
Elhac Ahmed AÄŸa’nın haksız yere aldığı 99 kuruÅŸun “müteveffanın
terekesinden” alınması gerektiÄŸini bildirmektedir. Belge altına eklenmiÅŸ
notlar, bu tutarın gerçekten de eski mimarbaşının mirasından alındığını
ortaya koymaktadır
Hassa BaÅŸmimarı Mehmed Tahir AÄŸa’nın hazırladığı keÅŸif uyarınca
gerçekleÅŸtirilen kapsamlı onarımın üstünden birkaç yıl geçmeden, Ä°stanbul,
tarihindeki en şiddetli depremlerden birini yaşamıştır. 22 Mayıs 1766
sabahı gündoÄŸumundan yarım saat sonra meydana gelen bu depremin
hasarlı yapıları arasında Kız Kulesi de bulunmaktadır Kule için
onarım keÅŸfi hazırlamak yine Mehmed Tahir AÄŸa’ya düÅŸmüÅŸ, 440 kuruÅŸluk
bir harcama gerektiren onarım Defterdar Efendi marifetiyle, depremden
yaklaşık altı ay sonra tamamlanmıştır
ArÅŸiv kayıtları arasında, Kız Kulesi’nin 18. yüzyılıyla ilgili bir baÅŸka belge
24 Åževval 1193 (4 Kasım 1779) tarihlidir Dönemin Hassa BaÅŸmimarı
Elhac Selim’in imzasını taşıyan bu belgede, bu kez, gerçekleÅŸtirilmekte olan
bir onarımın ödemeleriyle ilgili bir sıkıntı dile getirilmektedir. BaÅŸmimar,
onarmakla görevlendirildiÄŸi Kız Kulesi için “canib-i miriden henüz akçe ita
olunmadığı”nı bildirmekte, amele ücretleri ve diÄŸer masraflar karşılığında
ödeme yapılmamasının “tatil-i umur”a (iÅŸlerin durmasına) yol açmaması
için 3 000 kuruÅŸ ödenmesini istida etmektedir. Ertesi gün verilen tezkirede,
“bu defa” 1 500 kuruÅŸ verileceÄŸi bildirilmiÅŸtir.
Yukarıda tanıtılan ayrıntılı onarım keÅŸifleri, Kız Kulesi’nin ana bölümlerini,
kargir rıhtım, kayık çekilen mahal, kule, hisar, top avlusu, fener kulesi
ve bitişiğinde yağ odası, fenerci odası, dizdarın ve neferlerin odaları
olarak sıralamaktadır. Kule içinde bir sarnıç olduÄŸu ya da kulenin
külahı çevresinde bir seÄŸirdim mahalli bulunduÄŸu da yine keÅŸiflerden
anlaşılmaktadır.
Kulenin kullanıcıları dizdar, fenerci ve neferlerdir. Onarım keÅŸifleri kaç
neferin görev yaptığını belirtmemekle birlikte, 18. yüzyıl sonuna ait
bir belge bu konuyu aydınlatmaktadır. 1205 (1790/91) tarihli bir hatt-ı
hümâyununda , Sultan III. Selim, Kaimmakam PaÅŸa’ya “Åžimdi Kız
Kulesi’ne gittim. Ferd-i ahad yoktur. Dizdara neferat kaçtır, arz oluna” diye
yazmakta, kulede bir kişinin bile bulunmamasının hesabını sormaktadır.
8118 numaralı hatt-ı hümâyun, bu konuyu aydınlatan bir arzın
üstüne yazılmıştır. Arzda, Defterdar Efendi kullarının verdiÄŸi bilgiye
göre, Kız Kulesi’nde “bir nefer tımara mutasarrıf dizdar ile yedi nefer yevmiyeli
neferat” bulunmaktadır. Bu neferlerin görevlerinden birinin de, Sultan’ın
kule yakınından her geçiÅŸinde top atmak olduÄŸunu ve dizdara bu amaçla,
Cebehane-i Amire’den iki kantar kara barut verildiÄŸini yine bir belge
ortaya koymaktadır .
KIZ KULESÄ°’NÄ°N UZUN TARÄ°HÄ°NDEN BÄ°R KESÄ°T:
18. YÜZYILDA “KULE-Ä° DUHTER”
Deniz MAZLUM
YORUMLAR